top of page
  • Writer's pictureCan Duru

Elektrikli Araçlar Yeterince Güvenli mi?

Teknolojinin hayatımızın her anına dahil olmasıyla birlikte ağ güvenliği ve siber dönüşüm gibi yeni kavramlar ile tanışıyoruz. 10 yıl öncesinde yaşayan birine sorsaydık büyük bir ihtimalle teknolojinin şu an geldiği noktayı tahmin etmekte zorlanırdı. Bugünlerde otonom araçlar, akıllı evler ve askerî aletler gibi birçok alan teknolojik altyapıya sahip olabiliyor. Peki, önemli alanlarda kullandığımız bu teknolojileri gerçekten koruyabiliyor muyuz? Örneğin, otonom araçları sabotajı engelleyebilecek kadar iyi koruyup koruyamadığımız insanlarda büyük bir endişe yaratıyor.

Eski zamanlarda ülkelerin fiziksel askeri güçleri daha ön plandayken günümüzde, her şeyin teknoloji odaklı olmasından dolayı, belirsiz bir siber savaş durumu ülkeleri gerçek bir savaş durumundan çok daha büyük bir şekilde tehdit edebiliyor. Amerika, Çin gibi önde gelen ülkeler siber saldırılar ile birbirlerinin elektrik güç sistemlerini durdurmaya veya kullanılamaz bir hâle getirmeye çalışabiliyor.

Mumbai Saldırısı

Bu duruma örnek olarak, Hindistan'ın Mumbai'deki ticari gücünü ortadan kaldırmaya yönelik düzenlenen siber saldırıyı verebiliriz. 12 Ekim 2020’de, Hindistan genelinde teknolojik altyapı sistemlerine yapılan yaklaşık beş günlük bir saldırı sırasında, Mumbai'de elektrik 12 saate kadar kesildi ve şehirdeki trenler, ofisler, borsalar ve hastaneler zorunlu olarak kapatıldı. Hindistan hükûmetinden ismini vermek istemeyen yöneticiler ise bu saldırının Çin merkezli bilgisayar korsanları grubu tarafından yapıldığını ve bu saldırıya bir misseleme yapıldığını iddia etti.

Massachusett merkezli, siber güvenlik alanında araştırmalar yapan ve bu saldırıyı inceleme altına alan Recorded Future şirketi, saldırının Çin merkezli olduğunu tam olarak doğrulamamasına rağmen Çin’in yaptığını gösteren ipuçları olduğunu kabul ediyor. Çin gibi birçok ülke artık karşısındaki ülkeye fiziksel zarar vermektense teknolojik sistemlerine sızarak altyapılarını çökertiyor ve insanları zor durumda bırakıyor.

Yakın gelecekte elektrikli araçlar her yerde olacak

Tesla gibi otomobil üreticilerinin yaptığı çalışmalar ve hükûmetlerin bu araçlara yaptığı vergi ayrıcalıkları gibi yatırımları göz önünde bulundurduğumuz zaman, yakın gelecekte elektrikli araç pazarının büyük ölçüde genişleyeceğini tahmin ediyoruz. 2 Mart’ta yapılan bir duyuru ile Volvo da diğer otomotiv markaları gibi 2030 yılına kadar tamamen elektrikli sisteme geçeceğini duyurdu. 2030 yılına kadar yaklaşık 26 milyon elektrikli araç satışı yapılması ve bu rakamın ABD’nin yıllık araç satışının %28'ini oluşturması bekleniyor. Satışların artmasıyla birlikte insanlar bu araçların herkes için yararlı olduğunu düşünmeye başladı.

Sağladığı olumlu gelişmelerin yanı sıra bu araçlarda bulunan gelişmiş teknolojik sistemler, yazılımsal açıklardan kaynaklanabilecek güvenlik sorunlarını da beraberinde getiriyor. Örneğin, araçların çalışmasını sağlayan dahili elektrik şebekesine yapılacak herhangi bir saldırı ile aracın hareket hâlindeyken bir anda motorunun durmasına ve kazaya yol açmasına kadar tehlikeli durumlar meydana gelebilir.

“ABD elektrik şebekelerine bir saldırı olması durumunda, acil müdahale ekiplerinin elektrikli araçlarını şarj etmek için yedek seçeneklere sahip olacağını umuyorum.” - Ainikki Riikonen, Amerikan Güvenlik Merkezi Analisti

Mumbai saldırısından birkaç ay önce, insanlar Çin ve Hindistan sınırlarında sopalar ve taşlarla çatışırken birçok insan vefat etti. Çatışmalardan yaklaşık dört ay sonra, Çinli bilgisayar korsanları Hindistan’a ait olan hükûmet, ordu ve özel sektördeki çok sayıda kuruluşa sızmaya başladı. RedEcho olarak adlandırılan Çinli bilgisayar korsanları, Hindistan için ticari önemi büyük olan iki limanın yanı sıra ülke genelinde elektrik üretimi yapan kuruluşlar ile iletişimi sağlayan kuruluşları da hedef aldı; korsanlar sızıntılar sayesinde insanların elektriğini keserek birçok insanı zor durumda bıraktı.

Teknolojinin getirdiği endişeler

Mumbai saldırısını inceleyen Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde Bilgisayar Mühendisliği alanındaki Profesör Stuart Madnick, teknolojinin hayatımıza bu kadar girmesiyle birlikte yeni endişelerinin oluştuğunu belirtiyor. Bilgisayar korsanlarının otonom araçların bağlı olduğu sunucuya sızarak bütün araç filosunu ele geçirmesini bu endişelere örnek gösterebiliriz. Belki bizlere bir bilim kurgu filmi gibi gelebilir ancak otonom araçların davranışlarına dışarıdan müdahale ederek değiştirmek maalesef mümkün. Şu anda bu araçlar insanları veya diğer araçları tanıyarak onlara çarpmamak için programlanıyor ancak bilgisayar korsanları, araba üreticilerinin sunucularına girmeye başardığı zaman bu arabaları yayalara veya diğer araçlara çarpması için yeniden programlayabilir.

Yakın bir gelecekte, belki de teknolojiden hiç olmadığımız kadar korkmamız gerekebilir. Eğer teknolojinin hayatımızdaki tehlikesini yeterince göz önünde bulundurmayıp, önemsemezsek karşımızda insanlara çarpmaya programlanmış bir araba ordusu bulabiliriz. Bu tehlikeli ve korkunç ihtimallerden dolayı siber güvenlik uzmanları teknolojiyi güvenli bir yer haline getirmeye çalışıyor. Bu koruma yöntemleri zamanla artarak gelecekte bizler için daha güvenli bir ortam oluşturulabilir.

Kaynak: Medium

bottom of page