Uzun yıllar bilim kurgu dizi ve filmlerinde robotların var olduğu dünyaları izledik; insanlar ile robotların arasında gerçekleşebilecek iletişimleri bu filmlerle öğrenmeye başladık. Bu filmler aracılığıyla bütün ev işlerini yapan robotlar ya da terminatör robotlar gibi çok farklı teknolojiler ile tanıştık. Her ne kadar filmlerde gördüğümüz kurgusal dünya birçoğumuzun hayallerini süslemiş olsa da henüz günümüzün robotları o gelişmişliğe ulaşabilmiş değil. Örneğin, günümüzdeki en gelişmiş robotlardan biri olan ve Hong Kong merkezli teknoloji şirketi Hansen Robotics’in birçok kişi tarafından bilinen insansı robotu Sophia bile insanlar ile çok az iletişim kurabiliyor.
Günümüzde, önceden programlanan mimikler ve el hareketleri ile sınırlı kalan insansı robotların gelişimine baktığımız zaman her yıl giderek daha fazla oranda bizlere benzediklerini görebiliyoruz. Sağlık, yaşlı bakımı, eğlence gibi alanlarda görev yapan insansı robotlar ile yapay zekâ destekli akıllı asistanlar, az becerileri olmasına rağmen her gün yaklaşık 1 milyar insan tarafından kullanılıyor. Bu verilerden yola çıkarak, gelecekte insansı robotların gelişmesiyle birlikte sadece telefonlarımızda görebildiğimiz robotları gerçek hayatımızda, evimizde karşımızda dururken görmemiz mümkün olabilir.
Robotların olduğu bir toplum, etik kurallarımız ve bizler için ne anlama gelebilir?
Her gün mekanik dış iskeletler gibi yeni teknolojilerle tanışıyorken, bunlar kazandırdığı iyi özelliklerin yanında güven problemleri gibi sıkıntıları da beraberinde getiriyor. Örneğin, 50 yıl sonra kendimizi bir arabada hayal edebiliyoruz, peki kendimizi direksiyonda arabayı kullanırken hayal edebiliyor muyuz? Belki 20 belki de sadece 5 yıl içerisinde, otoyollarda kullanımı için yasa oluşturulmaya başlanan ve her gün farklı bir teknoloji ile geliştirilen kendi kendine giden (otonom) arabalar toplumdaki en yaygın ulaşım biçimi haline gelebilir. Bu gibi sebeplerden dolayı çoğu insanın gelecekte nasıl araba kullanacağını bile bilmeme olasılığı bulunuyor.
Aynı durum yemek pişirmek, temizlik, yaşlı veya hastalara bakmak için de söylenebilir. Kendi evimizin temizliğini bir robota emanet edince ve bütün sorumluluğu ona yükleyince her şey normal geliyor olabilir, hatta ev işleriyle uğraşmadığımız için seviniyor bile olabiliriz. Bugün oyalanmaları için çocuklarımızın eline tablet gibi teknolojik cihazlar veriyoruz ancak gelecekte insansı robotların onların bakıcısı olabileceğini düşündüğümüz zaman, bu teknolojilerin çocuğun etik ahlakında olumsuz etkilere sebep olabileceğini düşünebiliriz. Birçok kişi çocuğunu başka bir insana bile emanet ederken aklında milyonlarca soru oluşuyor, peki çocuklarımızı insan yerine bir robota teslim ettiğimizde endişemiz azalır mı yoksa artar mı? Tam anlamıyla bizim gibi görünmeleri, hareket etmeleri ve böylece insan davranışlarının bire bir aynılarını gerçekleştirebilme olanaklarının bulunması, insansı robotlarla ilgili öne çıkan problemlerin başında geliyor.
İnsansı Robotlara Karşı Olası Zulüm Sorunu
Bugün evlerimizde bulunan robot temizlik vakumunu veya benzer bir ev robotunu düşürdüğümüz zaman veya isteyerek parçaladığımızda, verdiğimiz paranın boşa gitme hissi dışında herhangi bir etik kuraldan dolayı vicdan azabı hissetmiyoruz. Niye sadece mekanik parçalardan oluşan ve insanlar gibi duyguları olmayan bir nesneye karşı vicdan azabı duyma düşüncesinde olalım ki? Ancak insanların robot gibi otonom nesneler ile iletişimde olduğu zamanı anlatan Westworld dizisi, mucizevi bir robotun hikayesini anlatan Better than Us dizisi ve diğer bilim kurgu hikayelerinin birçoğunda bulunan insansı robotlarda bir 'insan' öğesi bulunuyor. Bu robotlar aynı bizler gibi sorumluluk, duygu ve ifadeye sahip oluyor. Gelecekte robotlar her ne kadar insansı duyguları ve düşünceleri bir kod parçacığına göre öğrenmiş olsa da onların da bizim gibi duyguları bulunabilir. Bu durumda onlara birer insan gibi davranma konusunda âhlaki açından bir sorumluluğumuz bulunabilir.
"Bizimki gibi iç yaşamları olduğu sürece, onları öldürmeme görevimiz olacaktı" - Colin Gavahan ve Mike King, Robotlarda Etiklik alanında çalışan iki profesör
Temel sorun robotlar için değil, bireyler ve bir bütün olarak toplum için olabilir
Yazıda bahsettiğimiz iki durumu incelediğimizde bizleri iki ana sorun bekliyor:
Bizim gibi duyguları olabilme olasılığı bulunan insansı robotlara herhangi bir zulüm yapan kişiler, kendilerini diğer insanlara ve canlılara karşı duyarsızlaştırabilir ve robotlara uyguladığı zulmü başka bir insana uygulama şansını artırabilir.
İnsanlığın doğası gereği empati kuran canlılar olduğumuz için insanlar, hayvanlar ve yeterince insan görünümlü robotlar gibi bağlantı kurduğumuz kişilerin/nesnelerin fiziksel ya da zihinsel acı çekmesi ile karşılaştığımızda belli bir düzeyde acı veya rahatsızlık hissedebiliriz ve bu da psikolojimize zarar verebilir.Askerî Alandaki Robotlar Ne Kadar Etik?
İnsansı robotların geliştirilmesiyle birlikte insanların robotlara nasıl davranacağı gibi etik sorunlardan dolayı bu robotların geliştirilmesi diğer teknolojilere oranla daha fazla gündemde oluyor. Bu durum, gelecekteki varlıklara verilmesi planlanan öz farkındalık, bilinç gibi insansı özelliklerin yasal ve sosyal sorunlar etrafında dönen tartışmalarına neden oluyor, birçok insanın teknolojinin gelecekteki boyutlarını düşünmesini sağlıyor. İnsansı robotların bizlere çok fazla benzemesinden dolayı onlara verilebilecek zarardan hem toplum hem de bireyler ciddi bir şekilde etkilenebilir ve bu etkinin sonucu olarak bugünkü dünyamızın etik kurallarının değişime uğraması gerekebilir.
Bu robotlara verilen zarar, insansı robotların sahip olması planlanan insan görünümü nedeniyle tost makinesi veya elektrikli süpürge gibi diğer robotik nesnelere verilen 'zarardan' birinin cansız birinin ise cansız ama insana benzemesi gibi farklı noktalar içeriyor. İnsansı robotların gerçekleştirebileceği görevlerden dolayı insanlık adına faydalı olaylar yaşama olanağımız olsa bile, yakın gelecekte bizleri tehlikeye sokabilecek ve etik kurallar ile dünyanın değişmesine sebep olabilecek bu güçlü teknolojinin tam olarak uygulanmasıyla alakalı dikkatli olmalıyız.
Kaynak: Medium
Comments