Kripto paraların her geçen gün hayatımıza daha fazla dâhil olması ve Web 3.0 gibi tekelliği ortadan kaldıran yeni teknolojiler ile tanıştıkça merkeziyetsiz yapıları daha detaylı öğreniyoruz. Merkeziyetsiz yapılar ile günümüzdeki merkezi güçleri ortadan kaldırarak herkesin eşit olduğu bir dünya hayali kuruyoruz. Verilerimiz diğer kişilerin eline geçmeyecek, internete bağlanmak için sağlayıcı kurumları kullanmak zorunda kalmayacağız ve bunlar gibi birçok başka yenilik ile tanışacağız.
Peki, merkeziyetsiz yapılar gerçekten bu kadar mükemmel ve iyilik dolu olabilir mi? İnternetle ilk tanıştığımız dönemde veri hırsızlığı gibi sorunlar öngörülememişti. Merkeziyetsiz yapıya sahip yeni teknolojiler de bizim şu anda tahmin edemediğimiz dezavantajları barındırıyor olabilir. Web 3.0'ün birincil amacı, daha fazla ve takip edilemez dolandırıcılık, suç ve kara para aklama neden olmasın?
Kripto paralar ile para aklama aşamaları
Merkeziyetsiz sistemler hiçbir zaman çalışmadı!
Geçmişte merkeziyetsiz sistemlere geçme çalışmaları sürekli olarak başarısız oldu veya bir noktada vazgeçildi. Neden mi? Bunu bir örnek ile açıklayabiliriz. Sistemde bir arıza olduğunu düşünelim. Merkezi bir sistemde bu arızayı sunuculardaki hatalara bakarak çözebiliriz, peki ya merkeziyetsiz bir sistemde bu hata nasıl çözülebilir? Örnek olarak, sistem aşırı yüklenmeden dolayı hata veriyor. Bu sorunun merkeziyetsiz yapıdaki tek çözümü bir süre boyunca beklemek olabilir. Başka bir deyişle, sistemin kendini tamir etmesini beklememiz gerekebilir. Bu noktada ise henüz yıllardır üzerinde çalışılan yapay zekâya bile tam anlamıyla güvenmek mümkün olmazken, blockchain sistemine güvenme konusunda birçok soru işareti ortaya çıkabilir.
Günümüzde neredeyse her sistemde bir soruna karşı “failsafe” (failsafe kelimesi, fonksiyonel güvenlik uygulamalarında arıza/hata durumunda güvenli (safe) konumda kalan sistemler için kullanılıyor.) uygulanıyor. Mekanik veya teknolojik herhangi bir sistemde, failsafe sayesinde yetkili bir kişi sistemin sorun çıkaran bölümünü zorla kapatabilir. Tabii ki de bu zorla geçersiz kılma için sistemin belli bir merkezinin olması ve bütün işlemlerin oradan kontrol edilebiliyor olması gerekiyor. Yani merkeziyetsiz sistemlerde failsafe gibi politikaların hiçbiri işe yaramayabilir.
Merkeziyetsiz yapının çalışmadığı birkaç örnek ve nedenleri:
Devletler
Günümüzde devletler halkın seçtiği kişilerin başında olduğu hükûmetlerden oluşuyor. Bu hükümetler ile devlette merkezi bir yapı kuruluyor. Peki, merkeziyetsiz bir devlet nasıl mı olurdu? Hiçbir hükümetin var olmadığı, halkın kendi kendine yasaları koyduğu ve sonrasında o yasalar hakkında kendilerinin verdiği kararlar doğrultusunda yönetilen bir devlet, merkeziyetsiz yapıya örnek olabilir. Geçmişte hükûmetin bulunmadığı (istifa ettiği ve darbe olduğu dönemler) zamanlarda bu durum hiç de iyi sonuç vermedi. Toplum içerisinde belli çeteler oluştu ve kargaşaya yol açtı. Ülkedeki tüm insanlar politikayı takip etmek zorunda değil. Bundan dolayı genel olarak ülkenin nasıl yönetileceği konusunda herkesin yeterli bilgisi olmayabilir.
Hükûmetin düşürüldüğü dönemden bir kargaşa görüntüsü
Ek olarak, maalesef insanların toplumun bir kesimine karşı ön yargıları olabiliyor. Bu ön yargılar onları propagandaya ve kargaşaya sürüklüyor. Merkeziyetsiz bir toplum çetelerin ele geçirdiği, herkesin kendini haklı gördüğü ve protestoların doğduğu bir süreç yaratabiliyor.
Mühendislik
Hayatımızın her noktasında mühendislik çalışmaları sonucu ortaya çıkan ürünleri kullanıyoruz. Şu ana kadar geliştirilen ürünlerin neredeyse tamamı merkeziyetçi yapıya sahip olarak geliştirildi. Merkeziyetsiz yapıya sahip mühendislik çalışmalarına örnek olarak ise maalesef kötü iki örnek bulunuyor. Birçoğumuz biliyor olabilir, 2019 ve 2020 yılında yaşanan Boeing 737 MAX uçaklarında yaşanan yazılımsal bir sorun nedeniyle toplamda 346 kişi hayatını kaybetti. Daha sonrasında bu model uçakların hiçbirinin kalkışına izin verilmedi ve hepsi neredeyse 2 yıl boyunca kullanılamadılar. Bu süre boyunca hem bu uçakları satın alan Türk Hava Yolları gibi uçak şirketleri zor duruma düştü, hem de üretici Boeing milyonlarca dolar zarar etti ve aynı zamanda çok yüksek miktarda tazminat ödemek zorunda kaldı.
Her iki kaza da MCAS (Maneuvering Characteristics Augmentation System) olarak bilinen bir güvenlik yazılımından kaynaklanıyordu. Bu sistem genel olarak uçağın güvenli bir konumda uçmasını ve yolcuların hayatını korumakla sorumlu. İşlevlerinden birisi de uçağın yükselmesi sırasında olması gerekenden yüksek bir açıya ulaşması durumunda devreye girerek uçağın burnunu aşağı indirmesi ve güvenli yükselme açısına ulaştırması. Normal şartlarda hayat kurtarıcı olan bu sistem 737 MAX’ler için ölümcül olmuştu. Normal açıyla yükselirken sizi devre dışarı bırakan ve zorla uçağın burnunu alçaltarak düşmenize sebep olan bir yazılım kulağa hiç de hoş gelmiyor değil mi?
737 MAX dışındaki uçak modellerinde de MCAS sistemi kullanılıyordu. Ancak bu sistemler ile yeni geliştirilen sistem arasında büyük bir fark vardı. Diğer uçak modellerindeki sistemde, MCAS’ı etkisiz duruma getirebilmek için uçağın kontrol kolonunu geri çekmeniz yeterli oluyordu. Boeing’in 737 MAX serisinde kullandığı sistemde ise oluşan bir hatadan dolayı pilotların sistemi devre dışı bırakmasına izin verilmiyordu. Aynı bir merkeziyetsiz yapı gibi. Siz her ne kadar müdahale etmeye çalışsanız da merkeziyetsiz bir yapıya sahip olduğu ve herhangi bir kontrol merkezi olmadığı için kötü durumları yönetemezsiniz ve sizin ölümünüzle yani sonunuzla sonuçlanır.
Kazadan bir görüntü
Mühendislik çalışmalarının sonucunda üretilen uçak gibi ürünlerin tamamen merkeziyetsiz olduğunu düşünelim: O anki şartlara ve pilotların tecrübesine göre doğru olan bir davranışı yazılım hatalı olarak tespit ederse game over. Pilotlar bu durumda güçsüz kalabilir ve yazılımı durdurmak için ellerinden hiçbir şey gelmeyebilir.
Piyasalar
Gelişmiş ülkelerin çoğunda piyasalardaki hareketliliği ve alım-satımı düzenlemek için yüzlerce yasa olabilir. Örneğin, bir işletmenin neler yapabileceğini, neleri yapmasının yasak olduğu, herhangi bir yasaya uymazsa ne gibi sonuçlar ile karşı karşıya kalacağı veya piyasadaki hisseler üzerindeki illegal etkisi gibi birçok faktör bu yasalar ile belirleniyor. Bu yasalar ile de bir merkezi sistem oluşturulmaya çalışılıyor ve haksız rekabet veya illegal aktivite durumlarında olaya müdahale edilerek piyasalar güvence altına alınıyor. Ancak merkeziyetsiz piyasaların hakim olduğu bir dünyada (Örneğin, kripto paraların egemenlikte olduğu Metaverse), piyasaları kontrol edebilen ve müdahale edebilen hiçbir kurum bulunmuyor. Sonuç olarak da bu kontrolsüzlük piyasanın çökmesiyle veya kara paranın hakimiyetiyle sonuçlanabilir.
Tüm işletmeler tek bir amaç uğruna kuruluyor: Para kazanmak ve daha sonrasında daha fazla para kazanmak. Bu amaca ulaşmak için bazıları kendi hâlinde çabalarken bazıları kendi çıkarları için önüne gelen bütün diğer firmaları yok etmeye hazır olabilir. Başka bir deyişle, bu işletmeler müşteriyi düşünmeyen yüksek fiyatlara, kartelleşmeye ve hileli ihaleler gibi yöntemlere başvurabiliyor. Bunların çözümü ne mi oldu? Merkezi sistemin getirdiği bir özellik olan denetim. Rekabet Kurumu ile şirketler ve piyasalar sürekli olarak denetleniyor ve kartelleşme gibi unsurlar fark edildiği anda müdahale ediliyor. Merkeziyetsiz yapıda ise bu neredeyse imkânsız olabilir. Bütün şirketler istediği gibi kartelleşebilir, kara para aklayabilir ve buna karışmak mümkün olmayabilir. Sonuçta bu aksiyonları durdurabileceğiniz bir yönetim merkezi yok.
Merkeziyetsiz finansın geliştirilmesiyle birlikte bütün bankacılık sektörü ortadan kalkabilir. Bu durumda herkes kendi bankacılık kurallarını ortaya koymaya çalışabilir ve sonuç olarak toplumu bir kaosa sürükleyebilir.
Merkeziyetsiz yapıya sahip yeni teknolojilerin geliştirilmesi her ne kadar güç dengesizliğini ortadan kaldırabilecek potansiyele sahip olsa da beraberinde birçok kötü şey getirebilir. İçeriğimizde de bahsettiğimiz üzere bu yenilik geleceğin şeytani teknolojilerinden biri durumuna gelebilir. Dolandırıcılığın, kara para aklamanın, kartellerin kontrol edilemediği bir platform geliştirmek kulağa hiç de mantıklı gelmiyor. İlerleyen dönemde belki de merkeziyetsiz yapıların denetimi için farklı metotlar geliştirilebilir. Ancak bu metotların geliştirilmesi ile tekrardan merkeziyetçi sisteme geri dönülmüş olur. Web 3.0 ile daha çok gündeme gelen merkeziyetsiz yapı ikileminin sonuçlarını ancak gelecekte görebileceğiz. Umarız merkeziyetsizlik geleceğin şeytani yeniliği değil de çığır açan iyilik meleği durumunda olur.
Kaynak: Antsstyle
Comments