2016 yılında Go oyunu dünya şampiyonu Lee Sedol’un Google’ın geliştirdiği Alphago yapay zekâsına yenildiğini biliyoruz. Hatta algoritma, şampiyonu yenmekle kalmamış Lee Sedol’un Go oyunundan emekli olmasına sebep olmuştu. Yapay zekânın şu ana kadar galip gelmekte zorlandığı tek bir oyun bulunuyordu o da satrançtı. Satrancın karışıklığı karşısında algoritma çok fazla olasılık hesaplamak zorunda kalıyordu ve bu da algoritmayı verimsiz hale getiriyordu. Ancak yeni sistemler ve geliştirme yöntemleri ile bu durumun değiştiğini söyleyebiliriz.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi tarafından bir spor olarak resmen tanınmasıyla birlikte soyut bir strateji spor oyunu haline gelen Satranç, tüm zamanların en popüler masa oyunları arasına girebilir. Neredeyse herkesin hayatında en az bir kere satranç oynadığını veya izlediğini söyleyebiliriz. Satrancın günümüzdeki hâli 15. yüzyılda şekillenmiş olmasına rağmen, milattan önce 6. yüzyıla kadar uzanan zengin bir tarihe sahip olan sayılı oyunlardan biri olma özelliğini taşıyor.
Emekli olmasına sebep olan yapay zekâya karşı yenilen Lee Sedol bu durumdan dolayı çok üzülmüş gibi gözüküyor.
1985'ten 2006'ya kadar dünyadaki en yüksek puanlı satranç oyuncusu ve 1985'ten 2000'e kadar Dünya Şampiyonu olan ve birçok kişi tarafından tüm zamanların en iyi satranç oyuncusu olarak kabul edilen Garry Kasparov, ününü bir yapay zekâya kaptırıyor.
Deep Blue ile Garry Kasparov Karşı Karşıya
1985'te Garry Kasparov’un şampiyon olmasıyla birlikte Amerika merkezli en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan IBM, ilk “karmaşık ve iyi” satranç oynayabilen bilgisayar olan ChipTest projesini denemeye başlamıştı. Yapılan denemelerden sonra ChipTest’in aslında iyi bir satranç oyuncusu olmadığı anlaşıldı.
Algoritmadaki on yıllık geliştirmelerden sonra IBM, çok derin satranç bilgisine sahip bir bilgisayar olan Deep Blue'yu oluşturmuştu. Böylece, 1996'da Deep Blue ile o zamanın dünya şampiyonu Garry Kasparov arasında altı maçlık bir oyun oynandı. Öve öve bitiremediğimiz yapay zekâ algoritması 4-2 dünya şampiyonuna karşı yenildi. Belki de sistem tam olarak hazır değildi ama insanlar korkularının azalmasına sebep olduğu için bu yenilgiden memnundu. Yaklaşık bir yıl sonra, IBM algoritmaya tekrar iyileştirmeler yaptı ve bir rövanş oynandı. Bu sefer Deep Blue yapay zekâsı, 3.5-2.5'lik bir skorla galip gelmesi ile Kasparov için çok güçlü olduğunu kanıtladı. Deep Blue’nın dünya şampiyonunu bu miktarda zorlamasının ardından bilgisayarların yavaş yavaş her türlü masa oyununa hükmetmeye başladığı bir çağa girmiş olduk.
Deep Blue, dünya şampiyonuna karşı olmasına rağmen neredeyse kazandığı bir skor elde etmeyi başarmıştı.
Satranç Bilgisayarlarınn Arkasındaki Güç
Tüm satranç bilgisayarları, son birkaç yıla kadar kaba kuvvet olarak bilinen basit bir teknik oyun tekniği kullanıyordu. Bu teknikte algoritmalar her pozisyonda birçok olası varyasyonu hesaplayarak en iyisini seçiyor daha sonra o hamleyi uyguluyor. Her hamleyi bu şekilde analiz eden bilgisayarlar çok yüksek miktarda güç harcıyordu. Son on yılda donanım ve yazılım teknolojisinin hızla gelişmesiyle birlikte her pozisyonda hesaplanan olasılık sayısı da binlerden milyonlara kadar çıktı.
Örneğin, son yılların en güçlü satranç bilgisayarı olarak bilinen Stockfish, saniyede 70 milyon hamle hesaplayabiliyor. Bu duruma baktığımız zaman bir insanın saniyeler içinde milyonlarca kez analiz yapan yapay zekâ algoritmalara karşı neden yenik düştüğünü anlayabiliriz. Deep Blue da bu tekniği kullanarak Garry Kasparov'u yenebilmişti ancak araştırmacılar, algoritmanın iç kısmına baktığı zaman hesaplanan hamle sayısı ve arkasındaki yazılımın bugünün standartlarına göre vasat bir durumda olduğunu belirtiyor.
StockFish’in Chess.com’da kullanımına ait bir görüntü
Yeni Yok Edici Sistem
5 Aralık 2017'de bir yapay zekâ araştırma şirketi olan DeepMind'in AlphaZero'yu piyasaya sürmesiyle satranç bilgisayarlarının geleceği değişti. AlphaZero, milyonlarca veriyi analiz ederek bir hamle yapmak yerine satranç oynamayı kendisine karşı oynayarak öğreniyor. Algoritmaya başlangıçta sadece oyunun kuralları verilmişti ve 9 saat boyunca kendisine karşı oynatılmıştı. Bu kadar alıştırma yaptıktan sonra sistem inanılmaz bir güce ulaşarak en güçlü satranç yapay zekâ algoritmalarından biri oldu. Buna ek olarak Kasparov’u mağlup eden Stockfish'in son versiyonunu toplam 100 maçta 28 galibiyet ve 72 beraberlik alarak mağlup etti.
Bu büyük yenilginin satranç bilgisayarlarındaki milyonlarca varyasyonu analiz eden kaba kuvvet tekniğinin optimal olmadığının açık bir işareti olduğunu belirtebiliriz. Yapay zeka ve sinir ağları, oyun endüstrisinde her geçen gün daha fazla uygulama buluyor. Günümüzdeki bilgisayarlar, okeyden Go'ya kadar, strateji planlama ve hesaplama gerektiren her oyunda insan oyunculara meydan okuyor ve çoğu zaman galip geliyor.
Satranç Sadece Bir Başlangıç
Oyunlar, uzmanların otonom araçlar gibi bazı özel amaçlar için geliştirilen yapay zekâların bir başlangıç noktası olarak kullanılıyor; kendi eğitimini tamamlamış bir algoritmaya bakılarak satranç oynarken analiz ettiği birçok parametre inceleniyor ve daha sonra bu sistem gerçek hayat sistemlerine göre yeniden düzenleniyor. Yapay zekâ alanında son yıllarda çok önemli ilerlemeler kaydedildi ve kaydedilmeye devam ediyor. Bugün dünya şampiyonlarını satrançta yenen yapay zekâlar, gelecekte belki de bizleri hayat mücadelesinde yenebilir. Bu durum ütopik gibi gözükse de neler olacağını zaman içinde göreceğiz!
Kaynak: Medium
Komentarji