top of page
  • Writer's pictureCan Duru

Yapay Zekâyı Tanıyalım: Sosyal Medya

Serimizin birinci ve ikinci haftasında sizlerle birlikte ulaşım ve sağlık hizmetlerindeki yapay zekânın mevcut durumu ve gelecekte vaad ettikleri hakkında konuşmuştuk. Bu içeriklerimizde geleceğin sarı taksilerini, akıllı saatlerimizde bulunabilecek profesör doktorlar ve ameliyatımıza girebilecek yapay zekâları daha yakından tanımıştık. Yapay zekâ teknolojisi sadece ulaşım ya da sağlık alanında yenilikler sunmakla kalmıyor, aynı zamanda her gün kullandığımız sosyal medya için de vazgeçilemez bir önem taşıyor. Bize özel düzenlenen keşfet sayfaları, kişiye özel reklamlar gibi bizi sosyal medya bağımlı kılan ve internet hastalıklarından muzdarip olmamıza sebep olan özelliklerin neredeyse tamamı yapay zekâ ile çalışıyor.

Sosyal Medyada Yapay Zekâ

Birçoğumuzun telefonunda Instagram, Facebook, Telegram ve Snapchat gibi sosyal medya platformları bulunuyor. Bu uygulamaların neredeyse tamamını telefonunuza ücretsiz olarak indirebiliyorsunuz ve hiçbir ücret ödemeden kullanımınızı sürdürebiliyorsunuz. Bu duruma rağmen Instagram’ın 2019 yılında 14 milyara yakın bir kazanç elde ettiği biliniyor.

Kullanıcıların ücretsiz indirip kullandığı bir uygulamadan nasıl bu kadar çok para kazanılabilir?

Bu sorunun cevabını çok basit bir şekilde açıklayabiliriz. Uygulama sizi kendine bağımlı yapıyor, diğer bir deyişle sizin internet hastalıklarından birine sahip olmanıza sebep oluyor. Sizi ne kadar uygulama içerisinde tutabilirse o kadar çok reklam verebilir ve bu şekilde de sizin üzerinizden para kazanarak varğını sürrebilir. Yapay zekânın sosyal medyadaki kullanımı, insanı daha çok uygulamada tutarak sürdürülebilir olmasını sağlıyor.

Her gün yapay zekânın sosyal medyada sayısız farklı biçimde kullanımını görüyoruz. Facebook, size içerik sunmaktan fotoğraflarda yüzünüzü tanımaya ve reklamlarla kullanıcıları hedeflemeye kadar her şeyi yapmak için gelişmiş makine öğrenimi sistemlerini kullanıyor. Facebook’a ait olan Instagram, beğendiğiniz görsellerdeki ürünleri tanımlamak ve daha sonra keşfetinizi düzenlemek için yapay zekâyı kullanıyor. Daha resmi bir platform olarak insanların iş bulmasına yardımcı olan LinkedIn, iş önerileri sunmak, bağlantı kurmak isteyebileceğiniz kişileri önermek ve ana sayfanızda size belirli gönderiler sunmak için yapay zekâyı kullanıyor. Son olarak ise gençler arasındaki en yaygın sosyal platformlardan biri Snapchat de ise, yüz hatlarınızı takip etmek ve gerçek zamanlı olarak yüzünüzle hareket eden filtreleri uygulayabilmek için bir yapay zekâ teknolojisi olan bilgisayarlı görmenin gücünden yararlanıyor.

Sosyal Medyadaki yapay zekâ teknolojisi sadece bu uygulamalarla sınırlı kalmıyor. Netflix gibi yayın şirketleri de yapay zekânın kullanımından destek alıyor. Örneğin, arkadaşlarınız ile kıyasladığınız zaman sizin için öne çıkarılanların arkadaşınızınkinden farklı olduğunu fark edebilirsiniz. Geçen haftalarda arkadaşlarımız ile yaptığımız bir araştırmaya göre Netflix, Türkiye’deki en iyi 10 dizi/film sıralamasında bile ilk 5 yayından sonra kişiye göre düzenliyor. Aslında günün en iyi 10 yayını arasında diye izlediğiniz bir film veya dizi sadece sizin ilk 10 listenizde olabilir. Bu şekilde her ne kadar bize sevdiğimiz yayınları göstermeye çalışıyor olsa da başka bir açıdan baktığımız zaman bizi kandırıyor diyebiliriz.

Sosyal Medyayı Cazip Hâle Getiren Yapay Zekâ

Sohbet Robotları (Chatbots)

Sohbet robotları; yapay zekâ desteğiyle e-posta uygulamaları, web siteleri veya mobil uygulamalar gibi farklı platformlarda insanlar gibi doğal bir dil kullanarak kullanıcı ile bir konuşma veya tartışma yürütebiliyor. Bu robotlar, bilgisayar sistemleri ve insanlar arasındaki etkileşimde hızlı ve tamamen güven verici ifadelerle bir insan gibi yanıt verebiliyor. Örneğin, Amazon Amerika’da bulunan canlı sohbet ile destek alma bölümünde ilk önce bir yapay zekâya bağlanıyorsunuz ve daha sonra sizin sorularınıza göre size cevap verebiliyor. Bu cevaplar sizi tatmin etmez ise sizin verdiğiniz cevaplardaki kargo gibi anahtar kelimeleri kullanarak ilgili bölüme bağlayabiliyor. Bununla birlikte, sohbet robotları, gelecekte hayatımıza girmesi planlanan insansı robotlarda da olması planlanan doğal dil işlemeye dayalı bir soru-cevap sisteminin temeli olarak kabul ediliyor.

Sohbet robotlarının insanlarla bir müşteri temsilcisi gibi konuşmak dışında da işlevleri bulunuyor. Anlık mesajlaşma uygulamalarında potansiyel gördüğü müşterileri markalara ve ürünlere yönlendirebiliyor. Bu şekilde daha fazla ürün almanıza sebep oluyor ve sizi bir ürün haline getirerek şirkete para kazandırıyor. Tam olarak Sosyal İkilem (The Social Dilemma) belgeselinde dedikleri gibi:

Ürüne para ödemiyorsanız, ürünün kendisi sizsinizdir (If you don't pay the product you are the product)

Bu teknoloji, markanın kendisiyle kullanıcı için daha iyi bir kullanıcı deneyimi yaratırken aynı zamanda web sitesinde gezinmenizi sağlayarak daha fazla para kazanmalarını sağlıyor ve böylece şirketler için yapay zekâ vazgeçilmez bir hâl alıyor. Ayrıca müşteri alışveriş geçmişini izlerek analiz eden bu sistem sayesinde kişiye özel cevaplar da mümkün kılınabilir. Sıkça sorulan soruları yanıtlayabilir, alışveriş yapanların durumunu 7/24 süreç boyunca takip edebilir ve herhangi bir soruları olduğu zaman verimli bir insansı müşteri hizmeti sunabiliyorlar. Bu teknoloji ve sunduğu hızlı çözümler sayesinde müşteriler tarafından şirkete duyulan sempati oranı da artabilir.

Yapay Zekâ Tarafından Oluşturulan İçerik

Kişiye özel olarak geliştirilen hedefli reklamcılık pazarlama sektöründeki en önemli işlemlerden biri hâline hale geldi. Yapay zekâ, artık pazarlamacıların daha fazla veriyi daha hızlı ve etkili bir şekilde okumasına ve dijital kampanyaları verilerden çıkan sonuçlara göre özelleştirerek tanıtmasına yardımcı oluyor. Bütün bu yapılan incelemeler, internet kullanıcılarının niye o platformu kullandığını anlamak ve daha sonra yaptıkları reklamlar, geliştirmeciler ile kullanıcının beklentilerine daha uygun içerik sunmayı sağlıyor. Sitede önümüze ilk çıkan ürün gibi özelleştirilmiş geliştirmeler ve reklamlar, birçok insanın sitede daha çok vakit geçirmesini sağlayarak şirketlere daha çok para kazandırıyor. Teknoloji, pazarlamacıların aylık bülten ve kullanıcı raporu gibi basit hikâyeler için otomatik olarak içerik üretmesine olanak tanıyarak insanlar üzerindeki iş yükünü azaltıyor. Yapay zekâ tarafından oluşturulan içerik, teknolojiye verilen veri tabanındaki bilgiler ve geliştiricilerin belirlediği kurallar aracılığıyla oluşturuluyor. Örneğin, 18 yaş altında bir kişiyiz ve bu durumumuz veri tabanında saklanıyor. Geliştirici sisteme bu yaşa uygun olmayan içerikler sunmayı kısıtlarsa yapay zekâ sadece 18 yaş altına uygun olan içerikleri benim önüme çıkarabilir. Kullanıcılar sisteme verileri hazırlıyor ve sistem de bu veriler etrafında bir içerik geliştiriyor. Bu şekilde yapay zekâ, şirketlerin zamandan ve enerjiden tasarruf etmesine yardımcı olabilir ve çalışanları daha zorlu görevlere odaklanmaya motive edebilir.

Sosyal Medyadaki Yapay Zekâ Hep İyi mi?

Maalesef sosyal medyadaki yapay zekânın kullanımı bizim için her zaman iyi olmayabilir. Evde ailenizle veya bir başka arkadaşınızla televizyon almak gibi örnek bir konu üzerine konuştuğunuz zaman birkaç saat içerisinde keşfetinizde tonla televizyon görmeniz mümkün olabilir. Bunun gibi durumlar bize sosyal medyada yapay zekânın kötüye kullanıldığını gösteriyor. Bizi bağımlı yaparak internet hastası yapmaya çalışan sosyal medya uygulamaları para kazanma odaklı olarak geliştirildiğinden dolayı insanların sağlığını düşünemiyor ve kişilere zarar veriyor.

Bu duruma ek olarak, ne yazık ki sohbet robotların insanların konuşma seviyesine ulaşabilmesi için epey uzun bir süre daha değişiklere uğraması gerekiyor. Bu sistemin sürekli olarak kullanıcı verilerine göre güncellenmesi ve düzenli bakıma ihtiyacı bulunuyor. Bu sürekli zorunlu ihtiyaçlar da yapay zekânın sürdürülebilirliğini tehdit ediyor ve şirketlerin bütçesinde sorun yaratabiliyor. Bir sohbet robotu web sitenizi tamamen teslim edebileceğiniz bir teknoloji olma özelliğini taşımıyor. Her ne kadar sohbet robotları şu an için sadece size müşterinizle iletişim kurmanızda yardımcı olabilen bir sistem olsa da yakın bir gelecekte insanlarla sesli olarak konuşmak gibi çok farklı durumlarda kullanılabilir. Yapay zekânın kullanım alanı büyüyor gibi görünse de, getirdiği zorluklar da çok büyük boyutlarda oluyor; Örneğin, bilgisayarlar kendi başlarına vicdanlarını kullanarak tepki veremiyor. Her bir insan vicdani ile düşülmesi gereken acil durumda kişilerin yardımına ihtiyaç duyuyor. Yapay zekânın, insan duygularının farkında olmadığı için neyi komik neyi üzücü veya rahatsız edici olarak yorumladığını bilemeyebiliriz ve bu durum da bilinmezlikten dolayı insanları tedirgin edebilir. Verilerimiz sosyal medyada ne kadar güvende?

Yapay zekânın sosyal medya platformlarına sağladığı reklam, iyileştirilmiş kullanıcı deneyimi gibi inanılmaz faydalar,bize teknolojinin gelecekte uzun süre boyunca sosyal medya alanında yeniliklerini sürdüreceğini gösteriyor. Artan sosyal medya kullanıcılarının sayısını göz önünde bulundurursak, bu teknolojinin geleceğin en büyük pazarlarından biri olacağını düşünebiliriz. Teknoloji, sosyal ağ şirketlerinin daha iyi müşteri deneyimi sunmasına, pazarlamacıların daha etkili bir şekilde reklam üretebilmesini ve yatırım getirisini artıracak potansiyel müşterileri hedeflemesine yardımcı oluyor. Şu anda belki de sadece keşfetimizde bize özel içerikler geliştiren yapay zekâyı görüyor olabiliriz ancak gelecekte bu teknoloji, tamamen bizim gibi düşünen insanlara özel ayrı bir sosyal medya platformu bile geliştirebilir. Bir gün yapay zekâ tarafından “Düz Dünyanın İnsanları” adında bir uygulama geliştirildiğini görürsek şaşırmamamız gerekiyor.

Kaynak: Morning Brew, Becoming Human: AI, Expert Journal, Marketing AI Institute, Quytech

Comments


bottom of page