Sevgili Gelecek Burada okurları, yeni bir seri ile karşınızdayız: Yapay Zekâyı Tanıyalım
Uzun süredir yapay zekâ ile ilgili içerikler üretiyoruz. Yeni teknolojiler hakkında bilgi ediniyor ve sizlere içerik hazırlıyoruz. Bahsettiğimiz bu teknoloji, gerek artırılmış gerçeklik ile birlikte kullanılarak “artırılmış güzelliği” oluşturmaya yardımcı oldu, gerek de bizim için evcil hayvan rolüne girdi. Peki gerçekten nedir bu yapay zekâ dediğimiz şey? Ne zaman ortaya çıktı, geleceği nasıl, bize neler vaad ediyor? “Yapay Zekâyı Tanıyalım” serimizde ulaşım, sağlık, sosyal medya gibi çeşitli sektörler ile yapay zekâ arasındaki birlikteliği inceleyeceğiz.
Farklı alanlardaki kullanımını ve geleceğini incelemeden önce yapay zekâyı anlamamız gerekiyor. Yapay zekâ teknolojisindeki en temel amacın bilgisayarların da aynı birer insan beyni gibi kararlar alabilmesi ve bu kararları uygulayabilmesi olduğunu söyleyebiliriz. Makine öğrenimi ile iç içe çalışan bu sistem veri tabanındaki bilgileri analiz ederek sonuçlar çıkarıyor ve bu sonuçlar ile bizlere çeşitli imkanlar sunuyor. Örneğin, Instagram’ın yapay zekâsı, beğendiniz veya kaydettiğiniz fotoğrafları inceleyerek size özel bir keşfet hazırlar. Keşfetinize girdiğiniz zaman gerçekten de sizin ilginizi çeken içeriklerle dolu olduğunu görebilirsiniz, yapay zekâ size bunu sağlamak için bulunuyor. Başka bir boyutta ise Tesla gibi akıllı diyebileceğimiz otonom araçlarda da yapay zekânın en üst seviyelerini görebiliriz. Araç, kameralardan gelen verileri, trafik durumunu analiz ediyor ve size sürücüsüz bir seyahat imkânı sunuyor. Yıllar geçtikçe ulaşım sektöründe acil fren, şerit takip veya yaya algılama sistemleri gibi yapay zekâyı içeren teknolojiler geliştirildi. Peki ulaşımdaki yapay zekâ sadece bunlardan mı ibaret?
Ulaşımda Yapay Zekâ
Ulaşım sektöründe; park sensörleri, geri görüş kamerası gibi teknolojilerin kullanıldığını zaten biliyoruz. Gelişen teknoloji dünyasıyla birlikte ulaşım sektöründe de büyük gelişmeler yaşandı. Artık neredeyse üretilen her arabada bir yapay zekâ sistemi bulunuyor. Acil fren sistemleri, Mercedes’in geliştirdiği artırılmış gerçeklikle birlikte çalışan akıllı hız göstergeleri gibi sistemler ulaşım sektöründeki yapay zekâ kullanımını bizlere gösteriyor. Ulaşım sektöründe, yeni teknolojilerin geliştirilmesiyle birlikte ‘insansız sürüş’ gibi uygulamalar geliştiriliyor ve bazı test araçlarında kullanılıyor. Her ne kadar yapay zekânın inanılmaz bir doğruluk oranında çalıştığı kanıtlansa da birçok insan tarafından sürüş sırasındaki güvenilirlik ve insan hayatının güvenliği hâlâ sorgulanıyor. İnsanların kullandığı araçlardaki dikkatsizlik gibi problemlerin getirdiği risk, kapasite sorunları, çevre kirliliği, sürdürülebilirlik gibi yapay zekânın kullanılmadığı döneme ait ulaşımdaki büyük zorluklar, yapay zekâ devrimi için büyük bir fırsat oluşturuyor. İnsanların aklındaki düşünceler ne olursa olsun, gelişen teknolojiye bakıldığında ulaşımdaki yapay zekânın 2023 yılına kadar 3,5 milyar dolarlık bir sermayeye ulaşması bekleniyor.
"İnsan zihninin 2035 yılına kadar yapay zekâya ayak uydurabilmesi için imkan yok." - Gelişen teknoloji alanında dünyanın önde gelen uzmanlarından Gray Scott
Yapay zekâ Ulaşıma Nasıl Yardımcı Olabilir?
Ulaşımda insan ve hava durumu gibi dış faktörlerden kaynaklı birçok problem yaşanıyor. Bazı durumlarda alkollü sürücülerin sebep olduğu kazalar bazı durumlarda ise karlı yollarda arabaların duramaması sonucunda oluşan kazalar olabiliyor. Kentleşmenin sonucu olarak köyden şehirlere göçler ile kentlerdeki araç sayısı giderek artıyor. Araç sayısının artmasına rağmen ülkeler daha fazla yol yapamıyor. Örneğin, Londra’da ulaşım alanında araştırmalar yürüten Ben Plowden, artan ihtiyaçlara rağmen Londra’da uygun yer kalmadı. Bunun sonucu olarak da daha fazla yol yapılamıyor ve şehrin bu durumu çözmek için yeni teknikler denemesi gerektiğini vurguluyor. Ulaşımdaki bu problemlere bir dur demeye gelen yapay zekâ, insanlara bir çözüm sunabilmek için veri tabanındaki verileri kullanıyor ve bu analizlerden çıkardığı sonuçlar ile insanlara
kamu güvenliği (trafikteki suç verilerini gerçek zamanlı olarak izleme),
otonom araçlar (kendi kendine gidebilen ve kullanıcılarına araçta Playstation 5 oynamak gibi sınırsız imkân sunan araçlar),
yaya güvenliği (örneğin, kazaları en aza indirmek için yayaların/bisikletçilerin yollarının uydu tarafından izlenmesi ve hareketlerinin tahmin edilmesi),
trafik sorunları (gecikme nedenlerinin analiz edilmesi, ona göre sürücülere çözüm sunulması veya otonom araçların birbiriyle anlaşması ile trafik sıkışıklığının azaltılması)
doğru kararlar verme (örneğin, aracınızın önüne birden başka bir araç önüne kırınca hızlıca karar veremeyebilirsiniz ama yapay zekâ bunu başarabilir)
alanlarında çözüm sunuyor.
Yapay Zekânın Günümüzdeki Heyecan Verici Kullanımları
Otonom Araçlar
Yapay zekânın ulaşımdaki en önde gelen örneğini otonom araçlar oluşturuyor. Otonom araçlar, yapay zekâ ve makine öğreniminin bütün imkânlarını kullanıyor ve teknolojilerin sınırlarını zorluyor. Yapay zekâ kullanılarak bir insan gözü ile aynı şeyleri hatta daha fazlasını gerçekleştirebilen bilgisayar görüşü teknolojisi; kameralardan, radarlardan ve Lidar sensörlerinden gelen birtakım veriler elde ediyor ve daha sonra sinir ağları dediğimiz bilgisayarın işlemcisi gelen bilgileri analiz ediyor ve bu şekilde aracın ne zaman durması, hızlanması veya çarpışma için hazırlanması gerektiği konusunda rehberlik ediyor. Ancak toplumun tam olarak otonom araçlara güvenmesi ve kullanmaya başlaması için yapay zekânın hata payının inanılmaz derecede düşük olması gerekiyor. Çünkü günümüzdeki insanların düşüncelerindeki yapay zekâya karşı oluşan ön yargıya bakarsak ancak bu şekilde insanların güvenini kazanabileceğini düşünebiliriz. Otonom araçların hata payı istenilen seviyeye geldiğinde, araştırmacılar, yapay zekânın otonom sürüşünü daha güvenli bir hâle getirerek yaralanmaları önleyebileceklerini hatta hayat kurtarabileceklerini düşünüyor.
(Sürücüsüz araç Waymo ile yolculuk yapan bir yolcu)
Drone Taksiler
Belki şu anda ancak karayollarından gidebilen, kanatları olmayan bir taksiyle ulaşımınızı sağlıyor olabilirsiniz ama bu gelecekte de bu taksilere muhtaç olduğumuz anlamına gelmiyor. Günlük hayatta birçok alanda gördüğümüz dronelar bir gün bizim özel taksimiz hâline gelebilir. Dronelar şu an zaten paket teslimatları için Amazon Prime Air gibi şirketler tarafından kullanılıyor. Yakın bir gelecekte ise bunun bir üst seviyesine çıkarak sevkiyat yerine insan taşıyabilir. Drone benzeri insansız hava araçları; karbon emisyonları, trafik sıkışıklığı veya fahiş araba fiyatları ile mücadelede önemli bir çözümü temsil ediyor.
Tamamen otonom olan drone taksiler olarak insanların gidecekleri yere çok daha hızlı ulaşmasını sağlarken aynı zamanda işe gidiş-geliş sürelerini de en aza indirebilir ve bu şekilde de birçok kişiyi trafik süresinden kurtararak daha önemli işler için vakit oluşturabilir. Kentsel alanlarda ise drone taksiler, kentsel planlama ve artan ihtiyaçtan dolayı araçlar için altyapı geliştirme gibi sorunları çözmek için gerçek bir fırsat olabilir. Bu taksiler, Londra gibi şehirlerin yeni yol yapamama sorunlarını ortadan kaldırmasına yardımcı olabilir. Bu yapay zekâ destekli teknoloji uzak bir gelecek gibi görünebilir ancak aslında o kadar da uzak olmayabilir. Amerika merkezli ulaşım sektöründe çalışmalarını yürüten Uber, birkaç yıl önce drone taksileri çalıştırabilecek yazılımı geliştirmek için NASA ile bir ortaklık imzalayarak otonom 'uçan taksileri' gerçeğe dönüştürmek için önemli bir adım attı. Diğer bir deyişle, yakın gelecekte kafamızın üzerinden geçen sarı taksiler görmemiz mümkün olabilir.
Yapay Zekânın Bizi Endişelendirebileceği Konular
Şu ana kadar hep yapay zekânın ulaşımdaki faydalı etkilerini konuştuk ama zararlı etkileri de yok mu? Tabii ki de her güzel şeyin kötü bir tarafı olabilir. Yapay zekâ herhangi bir sektöre çok sayıda fayda getirebilecek kapasitede olmasına rağmen, karar verme konusunda insanlara sunduğu şeffaflık veya otonom araçlardaki güvenlik sorunları gibi dikkat edilmesi gereken bazı dezavantajları bulunuyor. “Otonom Araçlardaki Olası Ayrımcılık” içeriğimizde bahsettiğimiz üzere, otonom araçlarda kullanılan bir yapay zekâ sistemi, siyahi insanları fark etmede zorlanabilir. Neden mi? Çünkü bu sistemler makine öğrenimi ile hangi durumlarda ne yapılması gerektiğini öğreniyor. Bundan dolayı sistemin, ırkçılığın yaygın olduğu dönemlerdeki verilerden bir sonuç çıkartması gerekirse veri tabanından kaynaklı oluşan bir ön yargıya sahip olabilir. Ayrıca, bu sistemleri geliştirilenler de bizim gibi birer insan ve bazı durumlarda ön yargıları olabilir. Geliştirici kişinin ön yargılarını sisteme aktarması durumunda sistem de ayrımcılık yapmanın doğru bir şey olduğunu düşünebilir. Gerçek hayatta yapay zekânın tam olarak kullanımını görmeden önce kimsenin zarar görmemesi için sistemin herhangi bir ön yargı içermediğinden emin olmamız gerekiyor.
Bir diğer dezavantaj ise kamyon, taksi şoförleri veya diğer endüstrilerde çalışanlar için önemli bir sorun haline gelebilecek iş sorununu kapsıyor. İnsanlar tarafından geliştirilen bir bilgisayar sistemi insanların elinden işlerini gerçekten alabilir mi? Büyük bir ihtimalle bu sorunun cevabını ancak yaşayarak öğrenebiliriz. Teknolojiye destek olmaya çalışan sosyal uzmanlar, iş becerilerinin diğer sektörlere kaydırılabileceğini açıklasa da, insanların akıllarındaki gerilim halen devam ediyor. Ek olarak, nakliye şirketleri de yapay zekânın getirebileceği potansiyel dezavantajlarla karşı karşıya almak üzere. Mevcut tüm işletmelerin, sektörlerinde rekabet edebilmek için yapay zekâ teknolojilerini geliştirmek ve uygulamak zorunda kalabilir. Araştırmacılar, tüketicilerin güvenini kazanarak ulaşım sektörüne yapay zekâyı gerçekten dahil etmek istiyorsa ‘yapay zekâ etiğini’ de ciddiye almaları gerekiyor. Drone teknolojisi taşımacılık alanında büyük bir atılımı sağlayabilir ancak birkaç insan tarafından bu cihazlara zarar verilmeye çalışılırsa ne gibi koruma yöntemleri uygulanabilir? Ya da çocuklarımız sokakta oynarken bir drone tarafından saldırıya uğrayabilir mi? Maalesef, bu soruların cevabını tam olarak bilemiyoruz ve gelecekte öğrenebilmek için insanların hayatlarını riske atmamız gerekebilir.
Yapay zekâ sadece filmlerdeki bir bilim kurgu fikrinden çok daha fazlası hâline geldi ve halen geliştirilmeye devam ediliyor. Aynı sınırları olmayan bir güç gibi... Günlük hayatımızın bir parçası hâline gelen bu teknolojiyi her gün farkında bile olmadan kullanıyoruz. Yapay zekâ; reklamlarda, sosyal medyanın keşfet bölümünde veya Grammarly’nin önerileri dâhil olmak üzere birçok sistemde yer alıyor. Ulaşım sektöründe ise bir süredir acil fren sistemi, yarı otonom araçlar gibi bazı sistemlerle birlikte kullanılıyor ancak henüz tam otonom araçların olmaması gibi bu teknolojinin tüm imkanlarını kullanamıyoruz. Teknoloji zamanla daha kullanışlı ve doğru hale geliyor, yapay zekânın neredeyse her sistem kullanıldığı heyecan verici bir geleceği görmemiz an meselesi olabilir. Kafanızın üzerinden geçen Türkiye’ye özel sarı taksi dronelara hazır olun!
Kaynak: Morning Brew, Zesium, BusinessFleet, Forbes
Comments